KAHVEDE KREMAYA DİKKAT!

Kahve tiryakilerinin bir kısmı kahvelerinde kahve kreması kullanmayı tercih ederler. Evet, krema kahveye lezzet katıyor ancak bilimsel veriler kahveye eşlik eden bu ürünleri hiç onaylamıyor. Vücudu daha fazla yağlandırdığı ve kolestrolü yükselttiği konusunda ise bilimsel veriler var. Bir tatlı kaşığı kahve yaklaşık olarak 1 – 2 kaloriyken kahve kremasının 1 tatlı kaşığında yaklaşık 30 – 35 kalori bulunmaktadır. Yani kahve ne kadar düşük kaloriliyse ve bu sebeple enerji dengesi açısından faydalıysa, krema olarak katılan bu karışım o kadar boş enerjili ve zararlıdır. Boş enerjiden kasıt, vücuda faydası olmayan ve sadece vücudu yağlandıran enerji demektir.

Adı süt kreması olarak geçmesine rağmen bizim bildiğimiz sütteki krema/kaymak ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Büyük bir kısmı kimyasal maddeden oluşan bir karışımdır. İsterseniz marketlerden aldığınız üçü bir arada tarzındaki bir kahvenin etiketine bir bakın. Neler var, neler. Bazılarında süt tozu bile, hiç yok. Bu kimyasal maddelerin hemen hepsinin ciddi yan etkileri ve toksiteleri mevcut. Bunları bilmek lazım. İsteyen elbet tüketebilir, şu an için ülkemizde bu kimyasalların kullanımları ile ilgili bazı kısıtlamalar olsa da, getirilmiş henüz bir yasak yok. 

Burada yeri gelmişken bir önemli hususa da dikkat çekmek istiyorum. Kahve kremaları da dahil bazı ürünlerin Avrupa ülkelerindeki bileşenleri ile bizim gib bazı ülkelerdeki bileşenleri çok farkı olabiliyor. Yani mesela aynı uluslararası firmanın aynı ürünü, İngiltere'de ve Türkiye'de çok farklı içerikler ile aynı isim altında satılabiliyor. Bunu hepimizin bilmesi lazım.

Kahve kremalarında yaygın olarak kullanılan bazı maddelerin bilinen zararlı etkilerinden biraz bahsedelim.

 

Katı Mısır Şurubu: Fazla tüketiminin şeker hastalığına neden olabileceği konusunda genel bir mutabakat var. Bu şurup genetiği değiştirilmiş mısırdan yapılmaktadır. Genetiği ile oynanmış gıdaların ise sağlık açısından ne derece problemli olabildiği bugün artık herkes tarafından biliniyor. Herşey bir yana bu şurup yoğun boş enerjisi dolayısı ile kilo almanıza da neden oluyor.

 

Rafine Şeker: İşlenmiş şekerler vücuda girdikten sonra bağımlılık yaratabiliyor. Bu şekerler astım, baş dönmesi, ani tepki verme, sinir sistemi problemleri, şeker hastalığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve eklem iltihabı gibi rahatsızlıkları tetikleyebilmekte veya bu gibi hastalıklara neden olabilmektedir. Bu şekerler vitamin ve mineral bakımından yoksundurlar, besin değerleri ise neredeyse sıfırdır. Metabolizma bozukluklarına yol açabildikleri konusunda bilimsel veriler vardır.

 

Dipotasyum Fosfat: Bu maddenin bir kaç önemli yan etkisi bulunmaktadır; akciğer iltihaplanması, kusma, ishal, yorgunluk, böbrek hastalıkları ve kandaki hemoglobin seviyesinin düşmesi gibi durumlara neden olabilmekte, fosfatlı yapısı dolayısı ile kemik erimesine ve doformasyonuna yol açabilmektedir.

 

Mono and Diglycerides: Bu kimyasal maddeler yapay bir krema tadı ve beyaz görünüm vermek ve raf ömrünü uzatmak için kullanılmaktadır. 

Mono ve digliserit yağ asiterleri aşırı kilo, obezite, şeker hastalığı, kalp - damar hastalığı ve kanser gibi kronik hastalıklar için önemli risk faktörler olarak değerlendirilmektedir.

 

Sodyum Aluminosilicate: Bu toksik özellikli kimyasal madde ise fazla kullanıldığında kabızlık, zehirlenme, karaciğer hastalıkları  ve böbrek problemlerine neden olabilmektedir. Alerjik reaksiyonlara yol açması ve yüksek miktarlarda tüketilmesi durumunda böbreklere zarar verme potansiyeli taşıması dolayısı ile bazı ülkelerde gıdalara katılması yasaklanmıştır.

 

Sonuç:

Kahveyi şekersiz, kremasız, süt tozu vs ilave etmeden, katkısız tüketelim. Hazırlandıktan sonra süt ilavesinde herhangi bir mahzur olmadığı gibi sütün faydası da vardır. Süte ilaveten kahvelerin bazı bitkisel özler ile zenginleştirilerek sağlığımız açısından daha faydalı ve daha güzel hale getirilmesi de mümkündür. Tüm bunlara rağmen kremalı kahve içme alışkanlığınızı terkedemiyorsak, mümkün olduğunca az içmeye gayret etmek, en iyisi.