Kanserde doğru beslenme önemlidir.
Prof. Dr. İlker Durak
Taze meyve, sebze, tahıl, kuru yemiş vs. ağırlıklı beslenme kanser açısından faydalıdır. Bilhassa brokoli, Brüksel lahanası, ıspanak, kırmızı lahana gibi sebzeler, havuç, kabak, kabak çekirdeği, yer elması, elma, ahududu, böğürtlen, çilek, mercimek, fasulye, barbunya gibi hububat, limon, mandalin, portakal gibi meyveler kanserle savaşta destekleyicidir. Sarı, kırmızı, turuncu ve mavi sebze ve meyveler zengin antioksidan kaynağıdırlar. Yeşil bitkilerdeki klorofil de antikanser potansiyeline sahiptir. Bilhassa sarımsak ve soğan tüketimi çok faydalıdır. Her ikisi de antioksidan, immün sistemi güçlendiricisi, antimikrobiyal ve iltihap giderici etkilere sahiptir. Kavrulmamış ceviz, fındık ve özellikle badem faydalıdır. Domates zengin likopen kaynağı olduğu için birçok kanser türünün oluşmasını engelleyebilmektedir. Pancar, havuç, lahana, kuşkonmaz, üzüm, elma suları ile koyu renkli şekersiz meyve suları kansere karşı savaşta güçlü destek sağlarlar. Buna karşılık süt ve süt ürünlerini daha az miktarlarda kullanmakta fayda vardır.
Buna karşılık fıstık, konservelenmiş yiyecekler, rafine yiyecekler, katı yağ, şeker ve beyaz undan mümkün olduğunca uzak durmakta yarar var. Şeker yerine doğal şurup kullanılabilir. Bitkisel içecekler hariç alkollü içeceklerden ve kahveden uzak durmakta yarar var. Hayvansal protein tüketimini mümkün olduğunca azaltmak, tütsülenmiş etler ile direk ateş ile teması olan döner, köfte vs. yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Demir preperatlarından da uzak durulmalıdır. Zira demir makrofajların kanserli hücreyi öldürme gücünü baskılar ve lenfosit fonksiyonunu bozar. Bunlar da kanser hücresine karşı verilecek vücut savunmasını zayıflatır. X ışınlarından, her türlü radyo aktif ışıma yapan cihazlardan ve bu arada mikrodalga fırından uzak durunuz. Saç spreyi, temizlik ve koku spreyleri, boya, haşere öldürücü pestisit, insektisit ve bunları içerebilecek yiyeceklerden, hormon, gübre, ilaç kalıntılarından uzak durunuz. Klorlu suyu mümkün olduğunca kullanmayınız. Bu arada gerekmedikçe özellikle de hekiminizin yazmadığı ilaçlardan uzak durunuz.
Günlük yiyecekleriniz arasına kitre, huşağacı, dulavrat otu kökünü, yaban mersini, karahindiba, ekinezya, rezene, yeşil çay, meyan kökü, devedikeni, maydanoz, kırmızı yonca ve sumakı katınız. Kakule, acı biber, zencefil, biberiye, ada çayı, kekik, zerdeçal, yeşil çay antikanser potansiyeli olan baharat ve bitkilerdir. Deri kanseri gibi harici kanserlerde tıbbi karakafes otu, kanarya otu (Jacobaea vulgaris), güvercin otu (Teucrium scorodonia) gibi bitkilerden yapılmış krem, lapa, jel vs. ürünlerin harici kullanımı faydalı olabilmektedir. Turunç pektininin deri ve prostat kanserinde, ananas, zeytin yaprağı, kuzukulağı, biberiye, ravent, dulavrat otu gibi bitkilerin genel anlamda kanser ile mücadelede faydalı sonuçlar verdiğine dair görüşler vardır. Ayrıca, kanser ile ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde;
Koenzim Q ve A’nın RNA ve DNA onarımını aktive ettiği, immün sistemi güçlendirdiği, inozitolün savaşcı hücreleri aktive ettiği, metilsülfonilmetanın antikanser potansiyeline sahip olduğu gösterilmişitr. Selenyum, E vitamini, C vitamini ve bioflavonoidlerin güçlü antioksidan özellikleri, sarımsağın immün sistemi uyarıcı potansiyeli dolayısı ile kanser tedavisinde faydalı olabileceği belirtilmektedir. Aynı şekilde, keten tohumu, üzüm çekirdeği, yosun ile bazı vitamin ve mineral kombinasyonunun (kalsiyum, magnezyum, potasyum, B kompleksi ve D3 vitamini) hem koruyucu ve hem de tıbbi tedaviyi destekleyici mahiyette etkileri olduğu belirtilmektedir.
Kanser hastaları tıbbi tedavilerini aksatmadan ve tedavileri tamamlandıktan sonra bu gibi destek ürünlerini kullanarak kansere karşı savaşta daha güçlü olabilirler. Ancak, kanser hastaları bu gibi destekleri hekim ve deneyimli bir uzmanın gözetimi altında almalı ve kulaktan dolma bilgilere itibar etmemelidirler.