Prostat kanseri riskini azaltmak için beslenme ipuçları

 

 Prostat kanseri, Amerikalı erkeklerde kanserden ölümlerin ikinci önde gelen nedeni olduğundan, prostat sağlığına öncelik vermek erkeklerin sağlığı ve uzun ömürlülüğü için çok önemlidir. Loma Linda Üniversitesi Kanser Merkezi'nde onkoloji beslenme uzmanı olan Andrew Woodward, MS, RD, CSO'ya göre kanseri aktif olarak önlemenin en iyi yollarından biri hastalıklarla savaşan yiyecekler yemektir.

 

Araştırmavılar erkeklere prostat kanseri geliştirme riskini düşürmeleri için faydalı beslenme ipuçları veriyor. Bu kanser için yüksek riskli gruba ait olan insanlar için hayati bir girişimdir. Bu beslenme rehberi aynı zamanda mevcut prostat kanseri hastaları için ve prostat kanserini tekrar yaşamaktan kaçınmak isteyenler için de önemli bir hizmettir.

 

 Genel olarak, Woodward, erkeklerin mümkün olduğu kadar çok fitokimyasal sağlamak için öncelikle bitki bazlı bir diyete bağlı kalmalarını tavsiye ediyor. Bu güçlü bileşikler kanserle savaşmaya yardımcı olur ve kanser gelişme riskini azaltır. Woodward, prostat kanseri riskini en aza indirmek için erkeklerin tüketebileceği dört fitokimyasal kategoriyi özetlemektedir.

 

 Likopen - domates, kırmızı meyveler, sebzeler

 

 Likopen karpuz, turp, kırmızı dolmalık biber ve domates de dahil olmak üzere birçok kırmızı meyve ve sebzede bulunan bir besindir - özellikle pişmiş domateste. Woodward, bu antioksidanın prostat kanserine katkıda bulunabilecek bazı erkek hormonlarını modüle edebildiği için prostat sağlığına özel faydalar sağladığını söylüyor.

 

 Bazı araştırmalar, aşırı miktarda testosteron metabolize edildiğinde veya vücutta parçalanıp elimine edildiğinde ortaya çıkan metabolitlerin prostat büyümesine yol açabileceğini ve böylece prostat kanseri riskini artırabileceğini öne sürüyor. Likopen, metabolize edilmiş testosteron ile etkileşime girerek bu riski engelliyor.

 

 Epigallocatechin gallate - yeşil çay

 

 Epigallocatechin gallate (EGCG), yeşil çay ve beyaz çayda bulunan bir anti-anjiyogenezdir. Anjiyogenez, kanser hücrelerinin, tümörün büyümesine yardımcı olmak için gerekli besinleri toplamak için kan kaynağına giren kan damarlarını üretme sürecidir. EGCG, tümörün kan damarı yapma yeteneğini bloke ederek anjiyogenezi sınırlar, böylece hücre ve dokuların büyüme potansiyelini azaltır.

 

 Woodward, "Bir bakıma, EGCG kanseri aç bırakmaya yardımcı olacak bir silahtır" diyor.

 

 Yeşil ve beyaz çay, Camellia Sinensis bitkisinden elde edilen en az işlenmiş çay çeşididir ve yüksek miktarda ECGC içerir. Woodward, çalışmaların ECGC'yi yüksek miktarlarda (günde 3-4 bardak) tüketen erkeklerin prostat kanseri riskini azalttığını söylüyor. “Neredeyse tüm kanser hastalarıma yeşil çayı öneriyorum” diyor.

 

 İzoflavonlar - Organik soya gıdaları

 

 İzoflavonlar, kanser büyümesi ve metabolizma sürecinin kilidini açmadan vücuttaki östrojen reseptör bölgelerine bağlanabilen fitokimyasallardır. İzoflavonlar bir östrojen reseptör bölgesine bağlandığında, östrojenin aynı reseptör bölgesine bağlanmasını engeller. Bu şekilde meme veya prostat kanseri büyümesi kontrol altına alınabilir.

 

 Soya, yıllar önce güvenliği konusundaki belirsizlik nedeniyle tartışmalara yol açmış olsa da, Woodward, 2009'dan beri yayınlanan çok sayıda çalışmanın, yalnızca güvenli olduğunu değil, aynı zamanda kanser önleyici olduğunun da gösterildiğini söylüyor. Geleneksel soya gıdaları arasında tofu, tempeh, edamame, miso ve soya sütü bulunur.

 

 Glukozinolatlar - Turpgil sebzeler

 

 Brokoli, brüksel lahanası, lahana, karnabahar glukozinolatlar olarak bilinen fitokimyasallar açısından zengin turpgil sebzelerdir. Bu sebzelerdeki glukozinolatlar vücutta, kanser önleyici etkileri olan biyolojik aktif bileşiklere dönüşürler. Bunlardan,

 

 indol-3 karbinol: hormona duyarlı kanserleri azaltır

 

 sülforafan: kanserojenleri etkisiz hale getirir

 

 Woodward, haftanın çoğu günü turpgillerden sebze yemeyi öneriyor. Bunları buharda pişirme yanısıra çeşitli yöntemlerle hazırlamak mümkündür. Salatalarda veya sandviçlerde çiğ olarak yemeyi, fırında kızartmayı, hatta karnabahardan pizza yapmayı deneyebilirsiniz.

....

Kanserin önlenmesi ve tedavisinde besinler çok önemli fonksiyon görürler. Kötü gıdalar (toksik kimyasala maruz kalmış, gübre, hormon bitki ilacı ile muamele edilmiş, genetiği ile oynanmış sağlıksız muhafaza şartları dolayısı ile yapısı bozulmuş veya enfekte olmuş vs) nasıl ki kanser oluşmasında önemli bir rol oynuyorsa, bağışıklığı destekleyici, kanser hücrelerinin ölümünü (apopitoz) indükleyici fonksiyonel bileşen içeren gıdalar da (sebze, meyve, baharat, bitki, tohum vs) kanserleşmenin engellenmesinde ve tedavisinde önemli roller oynarlar.

Bu tür gıdaları ve doğal ürünleri belirli aralıklarla da olsa tüketerek kansere karşı güçlü bir koruma sağlamak mümkündür. Risk altındaki insanların (genetik olarsk risk taşıyanlar, kanser açısından riskli görülen işlerde çalışanlar, kanser geçmişi olanlar vs) ise, bu tür besinleri düzenli olarak tüketmelerinde fayda vardır.