BARSAK FLORA BOZUKLUGU OBEZITENİN EN ÖNEMLİ SORUMLULARINDAN BİRİDİR.
Fransız bilim adamları tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, bağırsaklarda yaşayan ve A. muciniphila adı verilen bir bakterinin gıdaların sindirilmesi ve kilo alma konusunda önemli rol oynadığını ortaya koydu.
Gut isimli dergide yayınlanan araştırma, bağırsak mikrobiyotasının yüzde 3-5 ini oluşturan A. muciniphila bakterisinin kan şekeri, insülin ve kan yağları ve lifli besinlerle ilişkili olduğunu, vücut yağlarının daha sağlıklı dağılımını sağladığını da gösteriyor.
Araştırmanın uzmanlarından Clement şunları dile getiriyor:
“Bu bakteri metabolik hastalıkların tedavisinde potansiyel bir hedef olabilir ama bu düzelmeyi sağlayan bakteri tarafından üretilen ilk molekülün belirlenmesi gerekiyor.
Bu bakterinin ürettiği çeşitli maddeler vücuttaki diğer bakteriler için enerji kaynağıdır.
A. muciniphila bakterisinin kendisinin müspet etkileri yanı sıra, diğer faydalı bakterilerin barsakta çogalmasına uygun ortam sağlaması da söz konusudur.”
Bağırsaklarımızda tüm vücut hücreleri toplamının 10 mislinden daha fazla, yani trilyonlarca bakteri yaşıyor.
Bunların üçte biri tüm insanlarda aynı iken, üçte ikisi insandan insana farklılık gösteriyor.
İlk defa 2004 senesinde izole edilen A. Muciniphila bakterilerinin diğer bakteriler için enerji kaynağı olabilecek çeşitli fermantasyon ürünleri oluşturdukları düşünülüyor.
Bu sayede bu bakterilerin daha kolay çoğalmaları sağlanıyor.
Daha önce farelerde yapılan deneylerde A. muciniphila bakterisinin sağlıklı glukoz metabolizması ve ideal kilo ile ilişkili olduğu ve obezite ve diyabete karşı koruyucu olabileceği tespit edilmişti.
Mikrobiyotanın genlerin kontrolü üzerindeki etkisi konusunda gerçekleştirilen bir araştırmada da, bağırsak bakterileri kompozisyonunun genler tarafından belirlendiği bildirildi.
Bu çalışmada, genlerden en çok etkilenen bakteri grubunun Christensenellace olduğu ve bunların C. minuta adı verilen türlerinin obez olmayanlarda daha fazla bulunduğu ortaya kondu.
Bağırsaklarına C. minuta verilen farelerin verilmeyenlere oranla daha az kilo aldıkları gösterilmiş ve buna dayanarak da bağırsaklarda C. minuta miktarının artırılmasının obeziteyi önleyebileceği veya kilo vermeye yardımcı olabileceği ileri sürülmüştür.
.......
Modern tıp, bağırsak mikrobiyotasının başta obezite, diyabet ve kanser olmak üzere pek çok hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu kabullenmiştir. Ancak, obeziteyi sadece tek bir bakteriye bağlamak doğru değil.
Obezler ve kilo vermeye çabalayıp da beceremeyenler "Suç bende değil genlerimde ve bağırsaklarımdaki bakterilerde" diye işin kolayına kaçmamalıdırlar.
Mikrobiyotanın sağlıklı olmasında "genlerin" de etkisi olsa bile “doğru beslenmenin” önemi daha büyük.
Lifli ve mayalı gıdalar, sebze ve meyveler, doymamış yağlar mikrobiyotayı müspet etkilerken; hazır gıdalar, işlenmiş şeker ve un ile trans yağlar ise mikrobiyotayı ve dolayısı ile genel sağlığı bozuyor, kilo almayı kolaylaştırırken kilo vermeyi zorlaştırıyor.