Diyet, COVID-19 riskini ve şiddetini etkileyebiliyor.
Tracy Hampton
Araştırma, bitki bazlı bir diyetin şiddetli COVID'e karşı koruma sağlayabileceğini öne sürüyor.
Çalışma, sağlıklı bitki bazlı gıdaları daha düşük COVID-19 riski ile ilişkilendiriyor.
Obezite ve Tip 2 diyabet gibi metabolik durumlar, artan COVID-19 riski ile ve ayrıca enfekte olduktan sonra ciddi semptomlar yaşama riski ile bağlantılı olmasına rağmen, diyetin bu riskler üzerindeki etkisi henüz tam olarak bilinmemektedir. Harvard'a bağlı Massachusetts General Hospital'daki (MGH) araştırmacılar tarafından yürütülen ve Gut'ta yayınlanan yakın tarihli bir çalışmada, diyetleri sağlıklı bitki bazlı gıdalara dayanan kişilerin her iki açıdan da daha düşük risklerinin olduğu tespit edildi. Diyetin COVID-19 riski üzerindeki faydalı etkileri, özellikle sosyoekonomik yoksunluğun yüksek olduğu bölgelerde yaşayan bireylerde önemli bulundu.
Diyabet Birimi'nde araştırma görevlisi olan yazar Jordi Merino, "Önceki raporlar, yetersiz beslenmenin pandemiden orantısız şekilde etkilenen gruplar arasında ortak bir özellik olduğunu gösteriyor, ancak diyet ile COVID-19 riski ve şiddeti arasındaki ilişkiye ilişkin veriler eksik" diyor.
Çalışma için Merino ve meslektaşları, COVID-19 Semptom Çalışmasının 592.571 katılımcısına ilişkin verileri inceledi. Katılımcılar İngiltere ve ABD'de yaşıyordu ve 24 Mart 2020'den çalışmaya alındılar ve 2 Aralık 2020'ye kadar takip edildiler. Çalışmanın başlangıcında, katılımcılar pandemi öncesi beslenme alışkanlıklarını soran bir anket doldurdu. Bunlar, diyet kalitesi, meyve ve sebzeler gibi sağlıklı bitkisel gıdaları vurgulayan sağlıklı bir Bitki Bazlı Diyet Puanı kullanılarak değerlendirildi.
Takip sırasında 31.831 katılımcıda COVID-19 görüldü. Diyet puanının en düşük çeyreğindeki bireylerle karşılaştırıldığında, en yüksek çeyreğe ait olanların COVID-19 geliştirme riski yüzde 9, ciddi COVID-19 geliştirme riski ise yüzde 41 daha düşük bulundu. Merino, "Bu bulgular, diğer sağlıklı davranışları, sağlığın sosyal belirleyicilerini ve toplumdaki virüs bulaşma oranlarını hesaba katan bir dizi duyarlılık analizinde tutarlıydı" diyor.
Yazar, "Kalabalık kapalı ortamlarda aşılanmanın ve maske takmanın önemini yeterince vurgulayamasak da, çalışmamız bireylerin beslenmelerine dikkat ederek COVID-19 kapma veya kötü sonuçlar alma risklerini potansiyel olarak azaltabileceklerini gösteriyor" diyor.
Araştırmacılar ayrıca, kötü beslenme ve artan sosyoekonomik yoksunluk ile COVID-19 riski arasında, başka faktörlerle ilişkili risklerin toplamından daha yüksek sinerjik bir ilişki buldular.
Merino, "Modellerimiz, iki maruziyetten biri (diyet ve ekonomik yoksulluk) olmasaydı COVID-19 vakalarının yaklaşık üçte birinin önlenebileceğini gösteriyor" diyor.
Sonuçlar ayrıca sağlıklı gıdalara erişimi iyileştiren ve sağlığın sosyal belirleyiciliğini ele alan halk sağlığı stratejilerinin COVID-19 pandemisinin yükünü azaltmaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.
Merino, "Bulgularımız, hükümetlere ve paydaşlara etkili politikalarla sağlıklı beslenme ve refahı önceliklendirmeleri için bir çağrıdır, aksi takdirde onlarca yıllık ekonomik ilerlemeyi kaybetme ve sağlık eşitsizliklerinde önemli bir artış riskine gireriz" diyor.
....
Sağlıklı beslenme vücut savunma sistemini güçlendirir ve Covid gibi enfeksiyonlara karşı vücuda direnç ve güç kazandırır.
Özellikle immün sistemi güçlendirici ve mikrop öldürücü olduğu bilimsel veriler ile ispatlanmış bitkisel gıdaların diyete dahil edilmesi ve insanlara kullandırılması diğer birçok hastalıkla olduğu gibi viral hastalıklar ile mücadelede de çok önemlidir.
Bu sebeple toplumun ve özellikle yöneticilerin bu konularda bilgilendirilmesi ve gereken toplumsal duyarlığın oluşturulması şarttır. Ancak, toplumumuzda bu duyarlığın düşük olduğunu, yöneticilerimizde ise bu konuda 'aşıdan' başka hiç bir hassasiyetin olmadığını üzülerek görüyoruz. Sanki aşı ile herşey bitecek gibi bir yaklaşım kolaycılıktır, yanlıştır.
İ.D