Rafine edilmiş yağlar, kimyasal muamele görmüş yağlardır. Isıtılmış ve organik çözücüler ile muamele edilmiş olan bu yağlar doğal yapılarını önemli ölçüde kaybederler, özellikle antioksidan güçlerinde ciddi azalmalar meydana gelir. Hem yüksek ısı ve hem de organik çözücüler hassas bileşenleri ya yok eder, ya da daha düşük aktiviteli hale getirir. Madem ki bu kadar olumsuzluk söz konusu, o zaman niye rafinasyon işlemi yapılır. Sebebi gayet basittir. Yağı daha gösterişli ve daha kolay tüketilebilen bir duruma getirmek. Ayrıca kullanım süresini uzatmak. Doğal preslenmiş köy usulü zeytin yağı biraz ağır kokuludur. Zeytin kokusu verir. Bulanıktır, bekleyince dibinde tortu da oluşur. Bunlar ticari olarak maalesef tercih edilmemektedir. Halbuki sağlık söz konusu olduğunda bu tür olumsuzluk olarak değerlendirilen konuları pek de önemsemek doğru olmaz.
Ticari olarak satılan çoğu hazır yiyecekler rafine yağ ile yapılırlar. Onun için mümkün olduğu kadar bu tür yiyeceklerden uzak durmakta fayda vardır. Evde yapılması gerektiğinde ise doğal, rafine edilmemiş yağlar kullanmak sureti ile yiyeceklerimizi daha sağlıklı olarak hazırlamak mümkündür. Bu tür yiyeceklerden mayonez, hazır çorbalar, hazır salatalar, suni kremalar, çoğu dondurulmuş yiyecekler, kekler, şekerlemeler vs. kısmen hidrojenlenmiş yağlar da içerirler. Bu gibi yiyeceklerin hazırlanmasında margarinler yerine tereyağı tercih edilmelidir. Mümkünse tereyağı+zeytinyağı karışımı daha uygundur. Bu gibi tercihler tek başına zeytinyağı kullanımının mümkün olmadığı durumlarda ancak söz konusu olmalıdır. Yani ilk tercihimiz zeytin yağı, onunda doğal köy usulü preslenmiş şekli olmalıdır.