KALIN BARSAK KANSERİ:
www.profilkerdurak.com
Kalın barsak kolon ve rektum denilen kısımlardan oluşur. Hastada çoğu zaman ön bir oluşum olarak polip ve müteakiben kanser görülür. Poliplerin zamanında çıkarılması kanser riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Çoğu kolon kanseri 50 li yaşlardan sonra görülür. Erkeklerde ve kadınlardaki görülme sıklığı hemen hemen aynıdır. Aslında hastalık 10-15 yıllık bir inkübasyon dönemine sahip olmasına rağmen, çoğu zaman sinsice ilerler ve şıkayetler başladığında neredeyse terminal döneme girilmiş olur. Bu bakımdan erken teşhis çok önemlidir. Özellikle metastaz yoksa tıbbi tedavi (cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi) sonrası hastanın yaşamını devam ettirme şansı yüksektir.

Hastalığın oluşma sebebi ile ilgili olarak kesinleşmiş bir tespit henüz yoktur. Ancak, özellikle sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının bunda etkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, kalsiyum eksikliği, barsak polipleri, kronik kabızlık veya ishal, iltihabi barsak hastalıkları ve genetik yatkınlığın bunda önemli olabileceği belirtilmektedir. Şeker hastalığı dolayısı ile barsakta toksin birikmesi, margarin gibi katı yağ tüketimi, diyetin posa bakımından fakir olması, yanık, tütsülenmiş, tuzlanarak kurutulmuş et tüketme alışkanlığı, şişmanlık, sigara, alkol kullanımı veya vücudun diğer organlarında kanser mevcudiyeti risk faktörlerindendir.

Hastalık çoğu zaman kanama ve dışkıda kan görülmesi ile kendini belli eder. Kalıcı ishal, kabızlık, karın ağrısı ve gaz şikayetleri, kansızlık, kilo kaybı, solukluk ve yorgunluk diğer önemli belirti ve şikayetlerdir. Hastalığın erken teşhisi için 50 yaş sonrasında yılda bir defa olsun muhtemel polip oluşumuna karşı tarama testi yaptırmak faydalıdır. Ayrıca büyük abdestte kan testi, şüpheli bir durum varsa sigmoidoskopi, hatta kolonoskopi yaptırmak gerekebilir. İltihabi barsak hastalığı olanların veya ailesinde kolon kanseri hikayesi olanların kontrol amacı ile her yıl bir defa kolonoskopi yaptırmaları tavsiye edilmektedir.

Karşı görüşler olmasına rağmen, posalı diyetin kolon kanseri oluşmasını engelleyebildiği ifade edilmektedir. Bu bakımdan, posalı, düşük yağ içerikli diyet tavsiye edilmektedir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, soya, balık, tahıl ve yağsız süt ürünleri faydalı bulunurken, yağlı kırmızı et, alkol ve rafine karbonhidratlar zararlı olarak değerlendirilmektedir. Sarımsak, brokoli, lahana, karnıbahar, brüksel lahanası, mandalina, limon, portakal gibi meyveler, karpuz, kavun, koyu yeşil, kırmızı, sarı sebzeler antioksidan özellikleri ve sülfürlü içerikleri dolayısı ile tavsiye edilmektedir. Beta karoten, kalsiyum, selenyum, Quersetin, E ve C vitaminleri, folik asit ile probiyotik kullanımı yararlı olarak değerlendirilmiştir. Buna karşılık düşük D vitamini ve yüksek demir tüketimi kolon kanseri oluşumu açısından risk olarak görülmektedir.