HANIMLAR DİKKAT!

GÖĞÜS KANSERİ TEDAVİSİNE BESİN DESTEĞİ ÖNEMLİDİR.

Her insan için sağlıklı beslenme şekli olarak tanımlayabileceğimiz yüksek sebze, meyve, tahıl ve posalı yiyecek tüketilmesi bu hastalar için de önemlidir. Özellikle brokoli, brüksel lahanası, lahana ve karnıbahar gibi yeşil yapraklı,  havuç, kabak gibi sarı renkli sebzeler, kahverengi pirinç, yulaf, soya, elma, çilek, üzüm, soğan, sarımsak çok yararlıdır. Ancak bu gibi gıdaların mümkün olduğunca hormonsuz, ilaçsız, gübresiz olması, yani organik olması ve taze veya buharda pişirilerek yenilmesi gerekmektedir. Meyve sularının taze olarak evde hazırlanıp içilmesi tercih edilmelidir. Hazır meyve sularında çoğu zaman koruyucu kimyasallar vardır.

Günlük diyetin omega 3 yağ asitleri bakımından yeterli olması gerekmektedir. Balık ve keten tohumunda bulunan omega 3 yağ asitleri, zeytinyağında bulunan omega 9 yağ asitleri kanserle mücadelede faydalıdır.

Buna karşılık yağlı ağır yiyeceklerden, kızartmalardan uzak durmakta yarar var. Alkol, kafein içeren içecekler, enerji içecekleri, işlenmiş konserveler, katı yağlar özellikle margarinler, şeker, beyaz un tavsiye edilmeyen yiyecekler arasındadır.  

Özellikle insektisit ve pestisit dediğimiz böcek öldürücü gücü dolayısı ile tarımda kullanılan kimyasal ilaçların, yiyeceklere koruyucu olarak katılan kimyasalların meme kanseri oluşmasında önemli bir risk faktör olabileceği düşünülmektedir. Tarımda kullanılan hormonların kanserli hastalar açısından ciddi zararları söz konusudur. Bu bakımdan hormonlu yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Demir preparatlarından da uzak durmakta yarar vardır.

Korunma amaçlı olarak veya tedaviden sonra nüksü önlemek amacıyla immün sistemi destekleyici, güçlendirici bitkiler ve destek ürünleri kullanılabilir. Tıbbi tedavi esnasında da hekimin bilgisi dahilinde bu tür ürünleri kullanmak mümkündür ancak, böylesi durumda kullanılan ürünlerin tedavide kullanılan ilaçlar ile olumsuz bir etkileşmesinin olmaması gerekmektedir. Bu bakımdan böylesi bir destek, konunun uzmanları ve tıbbi tedaviyi yürüten hekimlerin müşterek kararları ile mümkündür. Piyasada bu amaçla ulu orta satılan ürünlerden kesinlikle uzak durulmalıdır.

Bu amaçla keven kökü ve ekinezya kullanılabilir. Ancak bunları sürekli olarak değil kısa aralıklar ile uygun miktarlarda kullanmak gerekmektedir. Yaban mersini, dulavrat otu, zencefil, yeşil çay, nane ve kırmızı yonca çayları aşırıya kaçmadan içilebilir. Hayıt tohumu, kırmızı yonca ve zerdeçal zengin fitoöstojen kaynaklarıdır. Bu bakımdan bunlar östrojenlerin yol açtığı zararlı sonuçları azaltmada etkili olabilmektedirler. Dulavrat otu, karahindiba kökü, devedikeni tohumu ve kırmızı yonca karaciğeri ve kanı temizleme gücüne sahiptirler. Hayıt tohumu, ginseng ve soya fasulyesi unu meme kanseri hücrelerini öldürme gücüne sahip bileşenler içerirler. Zerdeçaldaki kurkumin, soyadaki genistein bu tür bileşenlerden bazılarıdır. Sarımsak, meyan kökü ve mor renkli sebze ve meyveler antikanser potansiyeline sahiptirler.  

Bu amaçla hazırlanmış destek ürünlerinden melatonin östrojen reseptör blokajı yaparak etki gösterir. Kalsiyum, magnezyum, potasyum ve çinko içeren mineral kompleksleri, immüniteyi güçlendirirler. Selenyum antioksidan savunmayı, B vitamini kompleksi dolaşımı ve karaciğeri güçlendirir. C vitamini ve bioflavonoidler de güçlü antikanser potansiyeline sahiptirler. E vitamini hormon üretimini aktive eder, immüniteyi güçlendirir, D3 vitamini hücre bölünmesi ve çoğalmasını engelleyerek kanser tedavisine destek olabilir.

NATURA DOĞAL olarak kanserli hastaların beslenmesi amacına dönük hazırladığımız çay ve yağ ekstraktımız vücut savunmasını aktive eder ve bünyeyi kansere karşı güçlendirir. Bu sebeple bu tür doğal ürünler hem risk grubu için korunma amacı ile ve hem de tedavi görmüş hastalarıda nüksü önlemek amacıyla kullanılabilmektedir.