GIDA AMBALAJINDAKİ HİDROKARBON (PLASTİK) KİMYASALLAR:

Bazı plastik ambalajların bileşimlerindeki maddelerden gıdalara geçiş olabilmektedir. Geçiş düzeyi, plastiğin ve gıdanın cinsine, maruziyet süresine ve ortam şartlarına bağlıolarak değişebilmektedir. Meela, yağlı ve asit karakterli gıdalara bazı toksik maddelerin geçişi ambalaj plastiktense daha kolay ve hızı olmaktadır.

Hidrokarbon polimerlerinin içinde olan vinil klorür ve akrilonitril gibi maddelerden gıdalara geçişi önemlidir. Çünkü bu bileşiklerin çoğunun laboratuvar hayvanlarında kanserojen ve mutajen etkileri gözlenmiştir. Ayrıca insanlarda zafiyet, ellerde titreme, solgunluk, denge kaybı, konuşma zorluğu, zayıflama, kansızlık dahil çok sayıda hastalığa yol açtığı görülmüştür.

Plastik şişelerde satılan sular, yağlar, salça, sos, ketçap vs gıdalar bilhassa sıcağa ve güneşe maruz kalırlarsa, laboratuvar ortamlarında gerçekleştirdiğimiz kimyasal deneylerin aynısı burada söz konusu olmakta ve sağlığımız açısından son derece sıkıntılı olabilecek toksik maddeler meydana gelebilmektedir. Ayı durum gıda ambalajında kullanılan her türlü hidrokarbon yapılı malzeme için de aynen geçerlidir. Marketlerde satılan ürünlerin hemen hemen hepsi ucuzluk, koay taşınabilirlik vs sebeplerden dolayı bu materyallerden üretilmiştir. Bu durum bile tek başına ambalajla karşı karşıya kaldığımız tehlikenin vahametini göstermeye yeter.

Netice olarak, mümkün olduğunca satın alırken veya ev kullanımlarında plastik ambalajlardan, kaplardan, plastik ambalajlı gıdalardan vs. uzak duralım. Alternatifleri pahalı da olsa, kullanılabilirlik açısından sıkıntılı da olsa onları tercih edelim. Cam, toprak, çelik kapları ve ambalaj malzemeleri tercih edelim. Bu tercih bile tek başına ciddi bir koruyucu hekimlik faaliyetidir, unutmayalım. Tedbir alarak çok büyük felaketlerin önüne geçmek çoğu zaman mümkündür. Felaket olduktan sonra ne kadar çalışırsak çalışalım, eskiyi yerine getirmek hem çok zordur ve hem de çok maliyetlidir, bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım.