PET ŞİŞE SUYUNDAKİ TEHLİKE

Plastik şişelerde satılan sulara plastikte bulunan zehirli kimyasallar karışmaktadır. Bundan korunmak için cam şişelerde satılan suları tercih etmek gerekmektedir.

Pet şişeler yani plastik şişeler, polietilen tereftalat (PET) isimli kimyasal madde içerir. Bu madde bir polimerdir ve toksiktir. Dolayısıyla, plastik şişelere doldurulan sular bu bileşenden etkilenebilmektedir.

Plastik şişeden suya geçebilecek PET’ler;:

  • Ftalatlar; Bu bileşen bütün plastiklerde bulunur, plastiği esnek hale getirir. Yüksek oranda tüketildiğinde insan sağlığı açısından zararlıdır, endokrin problemlerine yol açabilmektedir.
  • Antimon. Bu PET’in en temel bileşenlerinden biri olup kanser ve solunum yolu hastalıkları gibi rahatsızlıklara yol açabilmektedir.
  • Formoldehit ve asetaldehid. Bu toksik bileşenler bilhassa güneşe maruziyet durumunda suya kolaylıkla geçerek suyun tadını değiştirmektedir. Pet suyuna plastik tadı veren bu bileşenlerdir.

Pet şişe yanısıra metal kutular da kalp dahil birçok organımız için zararlıdır. Metal içecek kutularının, pet şişelerin, biberonların ve gıdaların paketlenmesinde kullanılan Bisfenol A adlı maddenin kalp hastalıkları başta olmak üzere pek çok rahatsızlığa yol açtığı iddia edilmektedir.

İngiltere’de yaklaşık 1500 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, Bisfenol A (BPA) adlı maddenin kalp problemlerini artırabildiği belirlenmiştir.

Şişelerin ve kutuların kaplamasında kullanılan bu kimyasalın şeker hastalığı riskini de yükseltebildiği belirtilmektedir.

BPA ayrıca plastik çatal-bıçaklarda, CD kaplarında, çok sayıda mutfak malzemesinde ve tıpta diş dolgularında kullanılmaktadır.

Bu kimyasal vücutta metabolize edildiğinde kadınlık hormonu östrojene dönüşebilmektedir. Bu da metabolizmamızı olumsuz olarak etkilemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda bu maddenin meme kanseri, karaciğer hasarı, obezite, şeker hastalığı, erkeklerde kısırlık, gençlerde ise gelişme sorunlarına yol açabildiği görülmüştür.

Bilim adamları, BPA’nın damarlarda yağ birikmesine yol açtığını ve insülin direncinin ortaya çıkmasında rol oynayabileceğini ifade ediyorlar.

Bu toksik maddenin günümüzdeki kanser patlamasının sorumlularından olması kuvvetle muhtemeldir.

Bu madde damacanaların yapısında da önemli bileşendir. Damacanalar üstelik defalarca kullanılmaktadır. Bunları temizlemek için ise deterjan kullanılmaktadır.  İçinde kalan deterjanı temizlemek için en az üç damacana su kullanmak gerekiyor. Bu da pek mümkün gözükmüyor.  O halde; Demek ki damacanadaki suyla birlikte deterjanı da içiyoruz.

ÇARE; Cam şişe kullanmaktır. Cama dönmekten başka çare yok.

Cam ambalajlar, içerisindeki ürünün tadını, kokusunu, aromasını değiştirmez, etkilemez. Özellikle kaynak suları doğadaki en saf ve doğal haliyle masamıza gelir.

Yoksa pet şişede su içerek her gün kendimizi bile bile öldürüyoruz.